“Eğitim şart” Bu cümle, ters giden ya da olumsuz olan bir durumda genellikle söylenir. Peki nasıl bir eğitim?
Bunun için, çocuklarımızın gittiği okullardaki eğitime birlikte kısaca bir bakalım.
Doğumdan ölüme kadar olan yaşam sürecinde, kalıtsal ya da geçici olanlar dışında tüm davranışlarımız, düşüncelerimiz olumlu ya da olumsuz olsun, eğitim yoluyla oluşur, değişir ya da gelişir. Bazen yaşadıklarımızla, bazen anne babamızın bize karşı tutum ve davranışlarıyla ya da onları model alarak, bazen okuyarak, duyarak, dokunarak, hissederek, bazen de okul yaşamımızda edindiklerimizin bizde yarattığı kalıcı izlerle eğitim gerçekleşir.
Platon (M.Ö. 427 ila M.Ö. 347) Farabi (870-950) J.Locke (1632-1704) J.J.Rousseau (1712–1778) J.F.Herbart (1776-1811) J.Dewey (1859-1952) gibi bir çok düşünür ve eğitimcinin birleştiği ortak düşünce, eğitimin yaşamla ilişkili olması ve bu bağlamda çocukların gelişim özelliklerine uygun yöntemler geliştirilerek, duygusal, sosyal ve bilişsel bütünlük içerisinde eğitimin gerçekleşmesi gerektiğine yoğunlaşmışlardır.
Peki, okul neden gereklidir?
Bireylerin/Öğrencilerin, her türlü bilgiyi öğrenmesi için mi?
Bireylerin/Öğrencilerin, sosyal ve duygusal gelişimlerinin sağlanması için mi?
Bireylerin/Öğrencilerin yaşamda ihtiyaç duyabileceği becerilerin gelişmesi için mi?
Bireyleri/Öğrencileri geleceğe hazırlamak için mi?
Şimdi bu soruları biraz daha detaylandırarak, hep birlikte inceleyip, cevaplarını düşünelim ve birkaç çıkarımda bulunalım.
Eğitim sistemleri bireylerin/öğrencilerin, her türlü bilgiyi öğrenmesi için programlanmış diyebilir miyiz? Bireyin gelecek yaşamında, bu öğretilmeye çalışılan bilgiler ne kadar yer tutuyor olabilir? Ayrıca bu bilgilerin neler olduğu, nasıl ve neye göre seçildiği, neden öğretilmesi gerektiği, bireyin ne işine yarayacağı, bireyin eğitimi ve gelişimi konusunda hangi kriterlere göre belirlenmiştir?
Lütfen, yukarıdaki bölümü tekrar okuyup, tekrar değerlendirdikten sonra alt kısma geçiniz.
Eğitim sistemleri öğrencilerin/bireylerin, sosyal ve duygusal yönlerini geliştirmek için mi hazırlanmış acaba? Bunun için okullarda, bireylerin/öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimlerine yönelik hangi dersler var, hangi ortamlar yaratılıyor, hangi yöntemler uygulanıyor…olabilir? Peki sosyal ve duygusal gelişim ne kadar önemli? Bireylerin/öğrencilerin şimdi ve gelecek yaşamında, duygusal ve sosyal gelişim ne kadar yer tutuyor? Lütfen bu bölümü de tekrar okuyup, tekrar değerlendirdikten sonra alt kısma geçiniz.
Eğitim sistemleri, bireylerin/öğrencilerin yaşamda ihtiyaç duyabileceği bilgi ve becerileri kazandırmak için programlanmış diyebilir miyiz? Bireylerin/öğrencilerin herhangi bir bilgiyi, diğer bilgilerle ve yaşamla ilişkilendirebilecek düzeyde beceriler kazandırmak ya da yaşamda karşılaşabilecekleri sorunlara yönelik çözümler üretebilmek gibi, gelecek yaşamlarına daha hazırlıklı olmalarını sağlamak için okullarda ne, nasıl ve hangi nitelikte yapılıyor olabilir?
Sanırım bu bölümü de tekrar okuyup, tekrar değerlendirme ihtiyacı duymuşsunuzdur.
Sizi biraz zorlamış olabilirim ama amacım, çocuklarımızın yaşama uyum sağlamaları için yarattığımız ortamlardan biri olan eğitim-öğretim üzerine, sizleri tekrar ve temelinden düşünmeye yöneltmekti. 2000 yılından bugüne, içinde yer aldığım eğitim dünyasında yaşadıklarım ve gözlemlediklerim doğrultusunda fark ettiğim birçok önemli konulardan bazılarını ve temel taşları sizlerle paylaşarak, birlikte düşünelim istedim.
Son bir soru daha; Çocukların yaşama uyumunu sağlayacak beceriler kazandırması için, nasıl bir eğitim modeli olmalı ve bu mümkün mü?
Yazımı, Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleri ile tamamlamak isterim. “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.”
A. Suat Güneş