Dokunamıyor Ama Sizi Görüyor, Duyuyor ve Anlıyoruz…
Değer verdiğimiz birini uzun zamandır görmediğimizde ilk karşılaşmamız kucak dolusu sarılmayla geçerdi. Çok üzgün olduğumuzda dostlarımızın omzunda ağlardık. Dili geçmiş zaman kullanmamım nedeni dokunmaya ara vermemiz. Elbette bu aranın bitmesine adım adım yaklaşıyoruz. Ama bu bekleyişte birbirimize fiziksel olarak dokunamasak da duygularımıza, ortak kaygılarımıza, düşüncelerimize dokunmanın yollarını bulduk. İnsanoğlu hep bir çıkış noktası bulur kendine. Sevdiklerimizle, iş arkadaşlarımızla, velilerimiz ve öğrencilerimizle temasımıza Korona da engel olamadı. Teknoloji sayesinde dokunamasak da sizi görüyor, duyuyor ve anlıyoruz. Bu döneme kadar teknolojiyi bu kadar kullanmamıştık belki de! Hiç bir şey için geç değil dedik, görüntülü, çoklu yüz yüze görüşmeleri keşfettik. Uzak mesafeler yakınlaştı sanki. Evde sıkışmışlık hissine karşı, bir süreliğine evde yeni bir dünya oluşturduk ki, gelecekte sağlıkla dokunabilelim birbirimize.
Bazılarımız için daha kolay bazılarımız için daha zor bu süreç. Ortak dileğimiz çabucak geçmesi. Ancak sağduyu ve tedbiri bırakmadan tabi. Ben evde oluşturduğum dünyada kendime yeni uğraşlar buldum. Karakalem çizimlerimi oldukça ilerlettim. Bahçede küçücük bir bostan yaptım; üretmeyi hiç bırakmayayım diye. Bazen de hiçbir şey yapmamanın keyfini yaşadım, durdum sadece. Daha önceden çok tercih etmediklerim-ki bunların başında teknoloji gelirdi- bugün bana çıkış yolu oldu. Hayat enteresan hep şaşırtıyor bizi. Bir sürü farklı duyguyu bir şekilde tattırıyor bize. Online sohbetler, online oyun oynayabilmek, online teorik de olsa yaratıcı drama dersleri yapabilmek hepsi yeni deneyimler bize. Yeter ki sabır ve umudu yitirmeyelim.
Çok fazla sarılacağımız yaratıcı drama çalışmalarında buluşacağız, şimdilik online görüşmelerde buluşalım. Dokunamasak da birbirimizi görelim, duyalım ve anlayalım. En çok birbirimize ihtiyacımız var bence. Ya sizce?
Derya Özer
Yaratıcı Drama Eğitmeni
Dragos Şube Kurucu Ortağı