Eyvah 7/24 Ebeveynlik

Duvara çarptığımız o günlerde kimse olacakları öngöremezdi.. Birisi bize bir virüs gelecek ve insanlar aylarca dışarı çıkamayacak, çocuklar derslerini bilgisayar ekranları karşısından yapacak, bayramları balkonlardan kutlayacak, o ay moda olan kazağı alışveriş merkezleri kapalı olduğu için alamayacak ve sevdiklerimizle görüntülü konuşurken hasret gidereceğimizi söylese kimse inanmazdı. Ama oldu. Hem de birkaç gün içinde..

Hepimiz evlerimize kapanıp, bu sürecin ne kadar süreceğini düşünmeye başladık. Fakat düşünürken bir şeyler yapmalıydık. Çünkü bizim bile anlayamadığımız bu durumu önce farklı farklı yaş gruplarındaki çocuklara anlatmak, sorulara cevap bulmak ve onlarla tam zamanlı vakit geçirmek gerekiyordu. Hepimiz farklı farklı cevaplar verdik. Virüs veya mikrop dedik. Elleri otuz saniye veya kırk saniye yıkamalıyız dedik. Virüsler görünüyor veya görünmüyor dedik. Dışarı çıkmıyoruz veya çıkmak yasak dedik. Ve sorulara biraz göğüs gerdik. Fakat en önemli kısmı sonraya kalıyordu. Eğer çocuğumuz 2-3 yaş üzeri ise 7/24 birlikte zaman geçirmekle ilgili unuttuğumuz bazı şeyler vardı. Onlar okuldayken çalışıyor ya da sıcak kahvemizi içiyorduk. Bu, çocuklar okula gitmediklerinde çalışamayız veya sıcak kahve içemeyiz anlamına gelmiyor fakat bu durumda işler biraz zorlaşıyor diyebiliriz

Aletha J.Solter “Çocuklar anne babalarıyla mutlu ve uyumlu ilişki kuramadıklarında ya da herhangi bir travma yaşadıklarında, aralarındaki bağ zayıflar; bu da davranış sorunlarına ve duygusal sıkıntılara yol açabilir.” diyor. Fakat davranış sorunları yaşamak için illa bağımızın zayıf olması veya travma yaratacak bir olay yaşamış olmamıza gerek yok. İnsanız, duygularımızla varız ve değişim içindeyiz. Sürekli bir arada bulunmak zaman zaman aşırı tepkilere, sıkılmalara ve daha önce çok da umursamadığımız konular karşısında sabırsız davranmamıza yol açabilir. Yeni topladığımız yatak bir de bakmışız özenle dağıtılarak uzay mekiğine çevrilmiş ya da sürekli miyavlayan kedinin izini sürdüğünüzde bir de bakmışsınız duşa kabin onun yuvası yapılmış ya da sanatçımız yeni sildiğiniz halılarda özenle reçelden kalpler yapmış… Bunların hepsi önce tartışma yaratacak konular gibi dursa da nefes alıp tekrar gözden geçirdiğinizde anlatarak, oynayarak, duyguları konuşarak halledebileceğimiz olaylardan bazıları haline geliyor.


Öncelikle yapmamız gereken göz göze nefes nefese bolca vakit geçirmek tabiki. Bunun yanında yaş grubuna da uygun olarak çocukları mümkün olduğunca sorumluluklara dahil etmek, evin ve yaşamın bir parçası olduklarını hissettirmek bana kalırsa. Sürekli onların emrinde, onların ihtiyaçlarını gideren, onları eğlendiren kişiler olmadığımızı göstermek, yaşamak için bazı görevleri yerine getirmemiz gerektiğini onlara anlatmak iyi gelecektir. Kaç yaşında olursak olalım her gün değişen, dönüşen bireyler olduğumuzu ve kaç yaşında olurlarsa olsunlar konuşarak onlara her şeyi anlatabileceğimizi, ilişkide kaldığımızda tüm sorunlara rahatça çözümler bulabileceğimizi unutmamamız gerekiyor.


Yeşim İmre Hanoğlu
Yaratıcı Drama Eğitmeni

20 yıldır, davranış, duygu ve düşünceler Siz Drama'da gelişiyor!

Haber ve duyurularımız için bültenimize abone olabilirsiniz.